Lüks markalar; müşterileri için yeni değerler ve satış stratejileri yaratmak ve marka deneyimlerini her aşamada kurgulayarak müşterilerini mutlu etmek için uğraşırlar.
Coco Chanel “Gerekli olanın bittiği yerde lüks başlar.” demişti. Ekonomik gelişme,bu konudaki en büyük etken.Eskinin lüksü bugün “gereklisi” oldukça lüksün de tanımı değişiyor. Daha da önemlisi ekonomi ve teknoloji geliştikçe lüks sadece ayrıcalıklı bir sınıfın tekelinde olmaktan çıkıyor. Her geçen gün daha fazla alternatife sahip müşteriler giderek daha talepkar ve daha sadakatsiz oluyorlar. Böyle bir dünyada lüksü yönetmek eskiye göre çok daha zor.
Geliri ne olursa olsun herkesin kendine göre bir lüks anlayışı vardır. Parası kısıtlı olanların bile lüks tüketimi vardır. Herkesin kendi sınırlarını zorlayarak elde ettiği ayrıcalıklar ve “kendini şımartma” imkanları kendi lüksünü oluşturur. Birinin lüksü diğerinin gündelik eşyası olsa bile kişiye yaşattığı duygular benzerdir.
Her dönemin lüks kavramı farklıdır. 20. yüzyıldan önce lüks kavramı, sıradan insanların ulaşamayacağı şeyler için kullanılıyordu. Herkesin satın alamadığı kozmetik markaları bir zamanların lüks ürünleriydi. Şimdilerde ise bunların hepsi pek çok yerden edinilebilecek temel ihtiyaç maddeleri arasında. Bugünlerde sık sık duyduğumuz ulaşılabilir lüks , eskiden fiyat olarak tüketicilere ulaşılmaz gelen markaların, daha geniş kitleler için ulaşılabilir olması olarak tanımlanabilir. Kredi kartına taksitlendirmenin yaygınlaşması ve internet teknolojisinin ürünlere erişimi kolaylaştırması da lükse ulaşımı kolaylaştırman etkenlerden.Burada da en iyi hizmeti sunan müşteriye serviste lüksü yaşatabilenler fark yaratıyorlar.
Hepimiz ödediğimiz paranın karşılığını almak isteriz değil mi? Cevabınız evetse yanıldınız .Müşteri ödediğinden çok daha fazlasını almak ister.Ödediği bedele yaratılan değerin paydası ne kadar büyükse o kadar zevk alır.İyi hizmetin yeterli olamayacağı kadar rakibin çok olduğu bu pazar da hizmetiyle vay be! dedirten kazanıyor.En iyi pazarlama stratejisini yaratabilirsiniz, pazarın tüm dinamiklerinin farkında olabilirsiniz ancak kurumsal imajınızı yansıtacak kadar donanımlı nitelikli ve fark yaratacak çalışanlarınız yoksa oyunun skoru sizin tahmininizden farklı olabilir!
Sadece müşterileri satın alıcılar olarak düşündüğümüz noktada da bir başka yanılgı da başlar.İç müşterilere yani çalışanlarınızı ihmal etmemek, onları iş anlamında geliştirmek ,kariyer olanaklarını farketmelerini sağlamak ,performanslarını geliştirecek eğitimlere dahil etmek onları yani firmaları bir adım öne geçirecektir.
Zamanın birinde bir yeni işe başlayan bir mimar, inşaat sahasını dolaşırken işinden memnuniyetsiz bir ustayı görmüş ve ustaya ' Ne yapıyorsun ?'diye sormuş.Usta da 'kör müsün taş yontuyorum' demiş. Mimar biraz ilerdeki başka bir ustaya ilerlemiş ve aynı soruyu yöneltmiş.Ustanın cevabı ;muhteşem bir katedral yapıyoruz olmuş.
Uzun lafın kısası ,işini önemseyen işini seven insanlarla çalışmak hizmet kalitesini her zaman yükseltir.İşini sevebilmek te işi iyi yapabilmek ve üstesinden gelebilmek anlamına gelir.Yani eğitim şart!
